9345,15%-0,12
38,93% -0,08
44,36% -0,11
4158,12% -0,66
6689,48% 0,00
Genellikle 30-50 yaş arasında başlayan bel fıtığının son yıllarda katlanarak artan bir oranda yükseldiğini belirtten Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Ferda Özdemir, hastalığın son yıllarda gençler arasında da giderek daha sık görüldüğünü söyledi.
İSTANBUL (İGFA) - Bel fıtığının son yıllarda dünyada ve ülkemizde gençlerde daha sık görülmesinde modern yaşam tarzı ve çevresel faktörler rol oynuyor.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Ferda Özdemir, gençlerde giderek yaygınlaşan daha az hareket etme şeklindeki yaşam tarzının bel fıtığının gelişiminde çok önemli bir etken olduğunu belirtti.
“Spor ve açık hava aktiviteleri yerine; tablet, telefon ve bilgisayar başında hareket etmeden uzun saatler geçirmek ve öne eğilmek ya da kambur oturmak gibi hatalı duruş alışkanlıkları omurganın üzerinde ciddi baskı oluşmaktadır” uyarısında bulunan Prof. Dr. Ferda Özdemir, gençlerde trend haline gelen ağırlık kaldırmaya yönelik sporun da bu yaş grubunda görülen bel fıtığının bir başka önemli sebebi olduğuna işaret etti.
“Yanlış teknikle ağırlık kaldırmak veya taşımak da omurga sağlığını olumsuz etkilemektedir" diyen Prof. Dr. Özdemir, "Dolayısıyla, gençlerin ağırlık kaldırma egzersizlerinden önce mutlaka ısınma hareketleri yapmaları ve bir uzmandan ağırlıkları doğru kaldırma konusunda bilgi edinmeleri gerekmektedir” dedi. Prof. Dr. Özdemir, çağın önemli sorunu olan obezitenin, sürekli stres altında olmanın ve sigara kullanımın da gençlerde yaygın görülen diğer bel fıtığı sebepleri olduğunu kaydetti.
Özellikle ani ve zorlayıcı hareket sonrasında başlayan bel ağrısının yanı sıra istirahatte bile geçmeyen; öksürme, hapşırma veya ıkınma ile artan; özellikle bacağa yayılan ağrı; ayakta ya da parmaklarda uyuşma ve güçsüzlük, bel fıtığının tipik belirtilerini oluşturduğunu ifade eden Özdemir, bel fıtığının tedavisinde temel hedefin omurganın hareketliliğini yeniden kazandırmak, sinir üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmak, böylece ağrıyı azaltmak olduğunu söyledi.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Ferda Özdemir, sinir hasarı olmayan tabloların yüzde 80-90’ında; ilaç, fizik tedavi ve egzersizlerden oluşan konservatif tedaviyle ağrının kontrol altına alınabildiğine dikkat çekti. Özdemir, düzenli egzersiz yapmak, doğru oturma ve yük kaldırma tekniklerine dikkat etmenin yanı sıra omurgayı destekleyen kasları güçlendirmek ve kilo kontrolü sağlamak bel fıtığından korunmada önemli faktörler olduğunu kaydetti.