Erdal Çil


TÜRKİYE’DE SAĞLIK HİZMETLERİNDE SİSTEM ARAYIŞLARI

Muğla’da hastalara fazla dozda radyasyon verildiği iddialarıyla ilgili gündeme gelen, sağlıkta tedarikçilerin daha fazla kazanç elde etmek için karşılaşılan zararlar, uygulanan sağlık sistemini yeniden sorgulanır hale getirdi.


Muğla’da hastalara fazla dozda radyasyon verildiği iddialarıyla ilgili gündeme gelen, sağlıkta tedarikçilerin daha fazla kazanç elde etmek için karşılaşılan zararlar, uygulanan sağlık sistemini yeniden sorgulanır hale getirdi. Özellikle bu kadar çok hizmet alımı yapılması kamu sağlığını tehdit mi ediyor? Neden bu işler özel sektöre bırakılıyor? Devlet bu hizmetleri kendisi yapamaz mı gibi soruların cevabı için sadece çok yakın döneme bakarak yorumlar yapmamızın bizi eksik bırakacağı kesin. Bu yüzden öncelikle kısaca Cumhuriyet Dönemi sağlık politikalarına göz gezdirmemiz gerekiyor.  

Sağlık, yönetilmesinin olduğu gibi denetiminin de en zor olduğu sektörlerin başında geliyor. Devletler hangi politikaları uygularlarsa uygulasınlar, sistem zamanla illaki bir yerinden su kaçırıyor ve yönetimleri zorluyor.

Ülkemizin bu anlamda yakın geçmişine baktığımızda Cumhuriyetimizin hemen sonrasında yıkım ve savaştan çıkan ülkenin, içinde bulunduğu şartlardan dolayı koruyucu sağlık hizmetlerine olabildiğince ağırlık verilmesiyle kollar sıvanmıştır. 1923-1937 yılları arasında sağlıkla ilgili temel kanunların çıkartılması, bulaşıcı hastalıklarla ilgili tedbir ve mücadele yöntemlerinin belirlenmesi bu dönemin başlıca işlerinden olmuştur. 1960’lara kadar uzanan ülkedeki ilk demokrasi deneyimlerinin yaşandığı dönemde ise hastanelerin yönetimi yerel yönetimlerden Sağlık Bakanlığı’na devredilmiştir. Bu dönemde ayrıca, Türk Tabipler Birliği Kanunu (1953), Eczacılar ve Eczaneler Kanunu (1953), Hemşirelik Kanunu (1954) gibi düzenlemelerle sivil toplum örgütleri ve bazı tıp mesleklerinin hukuki altyapıları oluşturulmuştur. Sosyal güvenlik alanında da 1946’da Sosyal Sigortalar Kurumu ve 1950 yılında da Emekli Sandığı Kanunları yürürlüğe girmiştir.

5 Ocak 1961 tarihinde kabul edilen 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleşmesi Kanunu’yla halkın, temel bir insanlık hakkı olarak tanınan sağlık hizmetlerinden sosyal adalete uygun olarak yararlanmaları amaçlanmıştır. Bu süreçte sağlık hizmetlerinin yaygın, sürekli, entegre ve halkın ihtiyaçları doğrultusunda sunulması amaçlanmış, ulusal sağlık hizmetlerinin sunumunda sağlık evleri, sağlık ocakları, ilçe ve il hastaneleri biçiminde yoğun bir yapılanma sürecine girilmiştir. 1980’lere kadar süren bu dönemde, sağlık sunumunun herkese ulaşılabilir olması, koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi, sağlık hizmeti almak istemeyenlere bile ulaşılabilmesi, sağlıkta ekip bilincinin yerleşmesi, sevk zinciri kavramının yerleşmesi ve sağlık alanında ilk defa plan ve programların hazırlanması önemli bir aşamadır.

1961 Anayasası’nda temel insan haklarından biri olarak Sağlık Hakkı’nın korunup gözetilmesi görevi devlete verilmiş iken, 1982 Anayasası ile sosyal devlet kavramı anayasaya girmiş, devletin sağlık alanındaki görevi sadece düzenleme ve denetleme düzeyine indirilmiştir. Yine de tüm vatandaşlara sosyal güvenlik hakkı tanınmakta ve bunun sağlanmasının da devletin sorumluluğu altında olduğu belirtilmektedir.  

7 Mayıs 1987’de yürürlüğe giren 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Yasası’nda, Milli Savunma Bakanlığı dışında kamu kurum ve kuruluşlarına ait tüm sağlık kuruluşlarının kamu tüzel kişiliğine sahip sağlık işletmelerine dönüştürülmesine olanak tanınarak, hastanelerin kendi gelirleri ile giderlerini karşılaması, piyasa koşullarında rekabet eden kurumlar durumuna getirilmesi amaçlanmıştır. Bu yasa, sağlığın ticarileştirilmesinin dillendirildiği ilk düzenleme olması açısından önemliydi. Tabii ki büyük tartışmalara sebep olmuş ve Anayasa Mahkemesi’nce birçok maddesi iptal edilerek, bir bütünlük içinde yürürlüğe girememiştir.

Anayasa Mahkemesinin bu kararından sonra olaya Devlet Planlama Teşkilatı daha fazla yoğunlaşmış, 1990 yılında tamamlanan “Sağlık Sektörü Master Planı” çerçevesinde Dünya Bankası yardımıyla 1. Sağlık Projesi gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma sonucunda Türk Sağlık Sistemi’nde hizmeti sunanla hizmeti satın alanın birbirinden ayrıldığı bir reform önerisi getirilmiştir. Hazırlanan Master Plan çalışması daha sonra Sağlık Bakanlığı nezdinde hız kazanan reform çalışmalarının da temelini oluşturmuş ve Sağlık Bakanlığı’nca 1990 yılında ilk taslak Milli Sağlık Politikası dokümanı yayınlanmıştır. Bu dokümanda da yine ilk kez amacın, “değişen hükümet ve bakanlarla değişmeyen bir sağlık politikası oluşturmak” olduğunun altı çizilmiştir.

1992 ve 1993 yıllarında gerçekleştirilen Ulusal Sağlık Kongreleri ilk kez sağlık sektörünün bütün taraflarını bir araya getirmesi açısından önemliydi. Beşer yüz kişi gibi önemli sayıda paydaşın katıldığı bu kongrelerde:

-Genel Sağlık Sigortasının kurulması ve sosyal güvenlik kurumlarının tek şemsiye altında toplanması,

-Hizmet sunma ile finansman sağlama fonksiyonlarının birbirlerinden ayrılması,

-Sağlık hizmetleri planlama ve denetleme görevlerinin etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi için Sağlık Bakanlığı’nda yeniden yapılanmaya gidilmesi,

-Hastanelere özerklik verilmesi,

-Koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmesi,

-1. Basamak hizmetlerinin Aile Hekimliği çerçevesinde geliştirilmesi gibi hedefler ortaya konmuştur. Ancak ülkedeki politik istikrarsızlığın getirdiği olumsuzluk, bütün sektörleri olduğu gibi sağlık alanındaki bu hedefleri de olumsuz etkilediğinden 2003 yılına kadar herhangi bir adım atılamamıştır.  1987 yılında Dünya Bankasının, “Gelişmekte Olan Ülkelerde Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı” adıyla yayınladığı raporla da uyumlu olan bu maddelerin daha belirgin olarak hayata geçirilmesi de 2003 sonrasında başlatılan Sağlıkta Dönüşüm Projesi ile mümkün olmuştur.

Ülkeyi Sağlıkta Dönüşüm Projesi aşamasına getiren olaylar kısaca böyle. Dilerseniz haftaya da 2003 sonrası uygulamaya geçirilen bu projeye bakarız.

                                                                                                                            Erdal ÇİL

Tuncal; “İnsanca yaşamak ve sağlıkla yaşatmak istiyoruz”

İZDENİZ dalgıç ekibi kurdu

Balkan Ülkeleri Forumu’nda sağlık turizmi paneli

E-ticaretten hayvan dolandırıcılığı!

Bilecik Valisi Aygöl, Söğüt’teki Park Projesini yerinde inceledi

Cumhuriyet Bulvarı'nda kitap sürprizi

Doğaltaşa hayat veren genç tasarımcılar ödüllerini aldı

Manisa Su Platformu Üyeleri Dünya Su Günü İçin Yürüdüler

Manisa Su Platforrmu; İzmir'e aktarılan su yeraltı kaynaklarını tehdit ediyor.

Akaryakıt istasyonlarına sıkı denetim

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 33 27 1 5 53 86
2.Fenerbahçe 33 24 3 6 51 78
3.Beşiktaş 33 16 7 10 20 58
4.Samsunspor 33 17 10 6 12 57
5.İstanbul Başakşehir 33 15 12 6 6 51
6.Eyüpspor 34 14 12 8 5 50
7.Göztepe 33 12 10 11 13 47
8.Konyaspor 34 13 14 7 -3 46
9.Trabzonspor 33 12 11 10 11 46
10.Kasımpaşa 33 11 9 13 1 46
11.Kayserispor 33 11 11 11 -8 44
12.Antalyaspor 33 12 14 7 -22 43
13.Gazişehir Gaziantep 33 12 15 6 -5 42
14.Rizespor 33 12 17 4 -13 40
15.Alanyaspor 33 10 15 8 -10 38
16.Bodrum FK 33 9 16 8 -13 35
17.Sivasspor 34 9 17 8 -13 35
18.Hatayspor 33 4 21 8 -31 20
19.Adana Demirspor 33 2 27 4 -54